BİZ V

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hayattaki küçük mutluluklar


    Nevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi

    Bond
    Bond


    Mesaj Sayısı : 364
    Yaş : 35
    Nerden : Antalya
    tecrübe değeri : 5899
    Kayıt tarihi : 25/09/08

    Nevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Empty Nevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi

    Mesaj tarafından Bond Perş. Ara. 25 2008, 00:17

    Hacı Bektaş Veli hakkında bilgi:

    Gerçek ismi, Seyyid Muhammed bin İbrahim Ata olan , Hacı Bektaş-ı Veli Horasan'ın Nişabûr şehrinde 1281 senesinde doğdu.

    İlk eğitimini Şeyh Lokman-ı Perendeden aldı. Lokman-ı Perende, Ahmed-i Yesevinin halifelerinden olup, zahir ve batın ilimlerinde derin bilgilere sahipti. Bektaş Veli Lokman-ı Perendenin gözdesiydi. Ve rivayetlere göre kendinde olağanüstü haller gerçekleşiyordu.


    Hacı Bektaş-ı Veli, eğitimini tamamladıktan sonra Anadolu'ya geldi. Halka doğru yolu göstermeye başlayan ve kıymetli talebeler yetiştiren Hacı Bektaş-ı Veli, kısa zamanda tanınarak büyük rağbet gördü. Bu sırada Anadolu'da dini, iktisadi, askeri ve sosyal teşekkül olan ve kendisinin de bağlı olduğu "Ahilik Teşkilatı" ile büyük hizmetler yapan Hacı Bektaş-ı Veli ve talebeleri, Osmanlı sultanları tarafından da sevildi ve hürmet gördü.

    Bu sıralarda kuruluş devrinde olan Osmanlı Devleti'nin sağlam temeller üzerine oturmasında büyük hizmetleri oldu. Sultan Orhan zamanında teşkil edilen Yeniçeri Ordusuna dua ederek, askerlerin sırtlarını sıvazladı. Böylece Hacı Bektaş-ı Veli'yi kendilerine manevi pir olarak kabul eden Yeniçeri Ordusu, manevi hayatını ve disiplinini ona bağladı. Hacı Bektaş-ı Veli, asırlarca Yeniçeriliğin piri, üstadı ve manevi hamisi olarak bilindi. Bu bağlılık ve muhabbet, Yeniçerilerin sulh zamanındaki talimleri ve harplerdeki gayret ve kahramanlıklarında çok müsbet neticeler verdi. Bütün bunlar, halk ile Yeniçeriler arasındaki yakınlığı kuvvetlendirdi.

    Yeniçeriler, dervişler gibi cihad azmiyle dolu ve görülmemiş derecede kahraman ve fedakar oluşlarında, bu hadiseler müsbet tesirler gösterdi. Yeniçerilerin; "Allah, Allah! İllallah! Baş uryan, sine püryan, kılıç al kan. Bu meydanda nice başlar kesilir. Kahrımız, kılıcımız düşmana ziyan! Kulluğumuz padişaha ayan! Üçler, yediler, kırklar! Gülbang-i Muhammedi, Nûr-i Nebi, Kerem-i Ali... Pirimiz, sultanımız Hacı Bektaş-ı Veli..." diyerek savaşa başlamaları, bunun manidar bir ifadesidir.

    Hacı Bektaş-ı Veli'nin Makalat adlı Arapça bir eseri vardır. 1338 senesinde vefat eden Hacı Bektaş-ı Veli'nin derslerini ve sohbetlerini takip ederek onun tarikatına bağlananlara, tasavvuftaki usûle uyularak "Bektaşi" denildi.


    Makalat'ın asıl nüshaları tetkik edildiğinde, onun; İslam dinine sıkı sıkıya ve sağlam bir şekilde bağlı, İslamiyete uymayan davranışlara şiddetle karşı çıkar.


    ÖĞÜT

    Tarikatın, tasavvuf yolunun ilk makamı, bir alime canı gönülden bağlanıp, tövbe etmektir. Tövbe, canı gönülden olan pişmanlıktır ve mutlaka yapılmalıdır. Tövbe ederken gözyaşı dökmelidir. Tövbeyi kabul edecek Allahü Tealadır. Tövbe ettikten sonra O'na tevekkül etmelidir. İkinci makamı, talebe olmaktır. Üçüncü makamı, mücahede, nefse zor gelen, nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Dördüncü makamı, hocaya hizmettir. Beşinci makamı, korkudur. Altıncı makamı, ümitli olmaktır. Yedinci makamı, şevktir ve fakirliktir. Marifetin birinci makamı edep, ikinci makamı, korkudur. Üçüncü makamı, az yemektir. Dördüncü makamı, sabır ve kanattır. Beşinci bakamı, utanmaktır. Altıncı makamı, cömertliktir. Yedinci makamı, ilimdir. Sekizinci makamı, marifettir. Dokuzuncu makamı, kendi nefsini bilmektir."

    MENKIBE

    Hacı Bektaş-ı Veli, her gün gelip, şimdiki dergahının bulunduğu yere otururdu. Onu sevenler; "Galiba Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri burada bir dergah bina edilmesini istiyor, o yüzden gelip buraya oturuyor" dediler. Daha sonra Hacı Bektaş-ı Veli'nin hizmetini gören Sarı İsmail'e, Hacı Bektaş'ı sevenlerden biri, buraya bir dergah yaptırmaya niyet ettiğini söyledi. Sarı İsmail de, gelip durumu hocasına arz etti. Hacı Bektaş-ı Veli; "Ona söyle. Bir usta getirsin. Biz istediğimiz büyüklükte bir daire çizelim. Ayrıca yeteri kadar taş getirtip, yonttursun, hazır etsin." dedi.


    Sarı İsmail, bu durumu o şahsa bildirince, çok sevindi ve hemen bir mimar getirdi. Hacı Bektaş-ı Veli de kalkıp, mübarek eliyle şimdiki dergahın bulunduğu yeri çizdi. O mimar da, dergahın inşası için yetecek kadar taş getirtip yontturdu. Taşların yontulma işinin bittiği gecenin sabahı, herkes, dergahın yapılmış olduğunu gördü. Dergahı yaptıracak kimse, derhal Sarı İsmail'in yanına gelip; "Ben bu binanın yaptırılması için usta getirdim, taş getirdim ve yaptırma sevabına kavuşmak istedim. Fakat her kimse bir gecede yaptırmış." diyerek üzüntülerini belirtti. Sarı İsmail, durumu derhal hocası Hacı Bektaş-ı Veli'ye bildirdi. Bunun üzerine Hacı Bektaş-ı Veli; "Ey İsmail! O beni sevene söyle, bu dergahı zahirden birisi gelip yaptırmadı. Allahü Tealanın izni ile bir anda yapıldı. Sevabı yine onun amel defterine yazılmıştır." dedi. İsmail durumu derhal o kimseye bildirdi. O zat da Allahü Tealaya şükür secdesi yaptı.


    Nevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63504_Hakan_Aydin_hacibektas_1_122_1187loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63510_Hakan_Aydin_hacibektas_2_122_1106loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63515_Hakan_Aydin_hacibektas_3_122_363loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63517_Hakan_Aydin_hacibektas_4_122_137loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63519_Hakan_Aydin_hacibektas_5_122_365loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63521_Hakan_Aydin_hacibektas_6_122_487loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63522_Selahattin_Selo_HaciBektas1_122_545loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63306_Selahattin_Selo_HaciBektas2_122_555loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63306_Selahattin_Selo_HaciBektas3_122_386loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63308_Selahattin_Selo_HaciBektas4_122_838loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63314_Selahattin_Selo_HaciBektas5_122_206loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63702_ayseray_hacC2B2bektaC2A6aslanlC2B2__122_125loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63703_m_emin_DSCN0152_122_227loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63704_halilce_DSC00437_122_123loNevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi Th_63705_halilce_DSC00431_122_850lo

    Nevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi 813
    Nevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi 818



    İlçenin Geçmişi
    Nevşehir - Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi ve Hacı Bektaş İlçesi 822
    Türklerin Anadolu'yu yurt edinmelerinden önceki ve sonraki dönem diye aktarmak daha doğru olacaktır. Türklerin Anadolu'ya yerleşmeden önceki Hacıbektaş ve çevresinin tarihini anlatmaya çalışırsak;
    Anadolu'nun tarihi incelendiğinde sayısız medeniyetlere beşiklik yapmış, dünyanın en zengin tarihine, kültürüne sahip olduğu görülür. Bölge, büyük ve eşsiz doğal bir müze özelliği taşır. Hacıbektaş ilçesinin de Anadolu yarımadası'nın merkezinde bulunduğu, ilçenin ve yöresinin çok çeşitli medeniyetlere sahne olduğu ve çok zengin tarihe sahip olduğu görülmektedir.
    1967 yılında, Ankara Üniversitesi Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kemal BALKAN başkanlığındaki bir heyet tarafından, Hacıbektaş ilçe merkezinde bulunan Suluca Karahöyük'te yapılan kazı çalışmaları sonucunda, çeşitli kültür kalıntıları bulunmuş; elde edilen arkeolojik buluntuların M.Ö. yıllara dayandığı anlaşılmıştır. Bu kültür kalıntıları tarihi sırasına göre: Eski Tunç Çağı: M.Ö. 3000-2000, Asur Ticaret Kolonileri Çağı M.Ö. 1950-1800, Hitit Çağı M.Ö. 1800-1200,Firig Medeniyeti: M.Ö. 1200-650, Geç Hitit-Helenistik-Galat Çağı: M.Ö. 620-200, Geç Roma Devri: M.Ö. 2. yüzyıl- M.S. 4. yüzyıl olarak tesbit edilmiş ve buradan çıkarılan arkeolojik buluntular, bu merkezin ne kadar zengin ve köklü medeniyetlere ev sahipliği yaptığını göstermektedir.
    Hacı Bektaş Veli'nin Hacım Köy'e (Suluca Karahöyük) gelmeden önceki ilçenin tarihini böylece kısaca özetledikten sonra, Türklerin Anadolu'yu yurt edindikten sonraki Hacıbektaş İlçesinin tarihini şöyle özetleyebiliriz.
    Hacıbektaş İlçesi XIII. yüzyılın ilk yarısında 7 hanelik küçük bir köydür. Hacı Bektaş Veli'nin Anadolu'ya ulaştığı tarihlerde Anadolu Selçuklu Devletinin kötü yönetimi sonunda Türk birlik ve beraberliği bozulma durumuna gelmiştir. Anadolu Selçukluların 1243 yılında Moğollar tarafından yıkılması nedeniyle Hacıbektaş ve çevresi, Kırşehir, Nevşehir bölgesi Moğol hakimiyetine geçmiştir. Moğollarla uzlaştırıcı konumda bulunan Nurettin Çaça bu bölgeye tayin edilmiş, Yunus Mukremin adında Barak aşiretinden bir zata Hacıbektaş ve yöresi otlakiye olarak verilmiş, daha sonra 7 hanelik Hacim Köy, Yunus Mukremin tarafından kurulmuştur.
    İlçenin bulunduğu yer ve yöresine, Anadolu Selçuklu Beyliklerinden Dulkadiroğulları, Eretna ve Karamanoğulları Beyliklerinin çeşitli zamanlarda birbirinden el değiştirerek hakim oldukları, tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır. Bölge daha sonra Osmanlı Devleti hakimiyetine dahil olmuştur.
    Ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin, Seyahatnamesi (c.5.,s.54)'de bahsettiğine göre; "Hacı Bektaş Veli'nin" izniyle devlet Ertuğrul'a doğrulup, nice fetih ve fütuhat ederek, az müddette "Söğütçük" nam kasabada devlet oğlu "Osman Han" teveccüh etmiş, sikke ve hutbe ile "Padişah-i Müstakil" olmuştur. cümlesinden, Hacı Bektaş Veli ve düşüncesinin o dönemdeki etkinliği ortaya çıkmaktadır.
    Ünlü düşünür Hacı Bektaş Veli'nin gelmesiyle Suluca Karahöyük'ün çehresi değişir, önemi artar. Dergahını burada kurması ve düşüncelerini buradan yayması Suluca Karahöyük'ün önemini gittikçe artırmış, felsefesi yurt sınırlarını aşmıştır. Hacı Bektaş Veli'nin ölümü ile, Suluca Karahöyük'ün ismi Hacıbektaş olarak değişir. Hacıbektaş daha sonra önemli bir tarih ve kültür merkezi haline gelmiştir.
    Hacıbektaş, 1541 yılında Niğde'ye bağlı bir nahiye merkezidir. 19.yüzyıl sonlarında ise Ankara vilayetinin Kırşehir sancağına bağlı bir nahiye merkeziydi. Bakanlar Kurulu'nun 12.12.1947 tarih ve 21454 sayılı kararı ile 01.01.1948 tarihinde ilçe yapılarak Kırşehir iline bağlanmıştır. Daha sonra Kırşehir'in Demokrat Partiyi desteklememesi nedeniyle ilçe yapılarak cezalandırılması neticesinde, Hacıbektaş 1954’de il yapılan Nevşehir’e bağlandı.
    İlçenin bugün hala ayakta kalan tarihi yapılarından Hacıbektaş Veli Dergahı, Kadıncık Ana Evi, Bektaş Efendi Türbesi Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olup Kültür Bakanlığı, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünce müze olarak kullanılmaktadır. Karahöyük kazılarından çıkan eski çağlara ait eserler Arkeoloji ve Etnografya Müzesinde sergilenmektedir.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Perş. Mayıs 02 2024, 09:18