BİZ V

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hayattaki küçük mutluluklar


3 posters

    Bâb-ı Âli'ye Doğru (Babıali)

    LigoriN
    LigoriN


    Mesaj Sayısı : 1283
    Yaş : 35
    Nerden : ankara
    tecrübe değeri : 6268
    Kayıt tarihi : 07/07/08

    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) Empty Bâb-ı Âli'ye Doğru (Babıali)

    Mesaj tarafından LigoriN Cuma Ara. 19 2008, 12:47

    Bâb-ı Âli ya da basitleştirilmiş şekli ile Babıali, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde Sadrazamlık binasına ve daha geniş anlamıyla da Osmanlı hükümetine verilen isimdi. Günümüz Türkçesinde Yüce Kapı anlamına gelen bu terim aynen tercüme edilerek diğer dünya dillerine de girmiştir. Cumhuriyet döneminde Babıali binası İstanbul ilinin Vilayet Konağına dönüştürüldü ve halen de bu amaçla kullanılmağa devam etmektedir. Babıali'nin bir başka anlamı da Türkiye'nin basın dünyasına verilen isimdir.

    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) F_BabAliYm_81bba8c

    Binanın Tarihçesi
    Osmanlı Devleti büyüdükçe sadrazamların yetki ve sorumlulukları arttı.Sadrazamlar Topkapı Sarayı'na yakın olması bakımından İstanbul'un bugünkü Eminönü ilçesindeki Cağaloğlu semtinde yaptırılan konaklarda oturmağa başladılar. 1756 yılında Sultan III. Osman tarafından bu semtte yaptırılan Sadrazamlık konağı ilk bilinen resmi nitelikteki Sadrazamlık binasıdır. Bina 1755, 1808, 1826 ve 1839 yıllarında tamamen, 1878 ve 1911 yıllarında ise kısmen yandı. Her seferinde yeniden inşa edildi. İlk önceleri binaya Paşa Kapısı ve Bâb-ı Âsafi deniyordu. 1808 yılında Alemdar Mustafa Paşa'nın sadrazamlığı sırasına çıkan ayaklanma sırasında binada olan patlama sonucu bina gene kül olunca, yeniden yaptırılan binaya dönemin padişahı II. Mahmut;tan dolayı Mahmud-ı Adli dendi. Bu isim zamanla Bâb-ı Adl ya da Bâb-ı Adli isimlerine, 19. yüzyılın ikinci yarısında da Bâb-ı âli deyimine dönüştü.

    1839 yılındaki yangına kadar bina hep ahşap olarak inşa edilmişti. 1844te bina ilk defa olarak Stefan Kalfa tarafından kargir olarak inşa edildi. Ayrıca o tarihten sonra bina sadrazamın yaşadığı yer olmaktan çıkarılarak tamamen bir devlet dairesi durumuna geldi. O bina, daha sonra yangınlar ve tamirler sonucu değişikliklere uğramakla birlikte günümüze kadar gelen binanın esasını oluşturmaktadır. 1878'deki yangında Şura-yı Devlet Dairesi, Ahkam-ı Adliye Dairesi, Dahiliye ve Hariciye nezaretleri tamamen yandı ve yeniden inşa edildi. 1910 yılında Babıali'ye küçük bir yapı eklendi. 1911 yılındaki yangında gene Şura-yı Devlet ve Dahiliye Nezareti ile Mektubcu, Teşrifatçı, Beylikçi, Sadaret Kalemi daireleri ve Vakanüvis daireleri tamamen yandı. Bu en son yangında zarar gören bölümler o zamanlar tek bir bina olan Babıali'nin orta bölümünü oluşturuyordu. Yangından sonra bu orta bölüm tekrar eski haline getirilmeyerek ortadan kaldırıldı. Böylece Babıali ilk defa olarak iki binaya ayrılmış oldu.

    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) Bab-i_AliOsmanlı döneminde Babıali


    Bâb-ı Âli baskını
    İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından 23 Ocak 1913 günü düzenlenen askeri darbedir.

    Arnavutluk'ta çıkan isyan bastırılırken İttihatçılara muhalif Halaskar Zabitan grubu dağa çıktı. Bu kesimin İstanbul'daki yandaşları hükümete verdikleri muhtırada meclisin dağılmasını, Kıbrıslı Mehmet Kamil Paşa başkanlığında yeni bir hükümet kurulmasını istediler. İttihatçılar boyun eğdi. Gazi Ahmet Muhtar Paşa başkanlığında yeni bir kabine kuruldu (22 Temmuz 1912); ancak güvenoyu alamadı. Sadrazamın isteği üzerine Padişah meclisi fesh etti.

    O sırada Balkan Savaşı başlamıştı (8 Ekim 1912). Osmanlı Ordusu subaylarının siyasete karışıp cephelere ayrıldığı ve siyasi istikrarsızlığın hüküm sürdüğü bir dönemde ordu savaşa hazır değildi. Rumeli'nin büyük bir kesimi Osmanlı Devleti'nin elinden çıktı. Alınan yenilgiler Gazi Ahmet Muhtar Paşa'yı istifaya zorladı. Bunun üzerine Kıbrıslı Mehmet Kamil Paşa kabinesi kuruldu (29 Ekim 1912).

    Bulgar ordusu Trakya'da ilerleyerek, Çatalca önlerine vardı. Osmanlı ordusunda şiddetli bir kolera salgının başlaması ve Rumeli'den kaçan binlerce göçmenin İstanbul sokaklarında sersefil bir duruma düşmesi, her gün açlıktan ve hastalıktan birçok insanın ölmesine neden oluyordu.

    Osmanlı hükümeti Balkan devletleriyle Londra'da masaya oturdu. 1878'de imzalanan Berlin Antlaşması'nın 23. maddesini öne süren büyük devletler, bir Osmanlı eyaleti olan Bulgaristan'ın işlerine açıktan açığa karışmayı hak görüyorlardı. Büyük devletler Babıali'ye bir nota vererek Edirne'nin Bulgaristan'a ve Ege adalarının kendilerine bırakılmasını istediler. Dolmabahçe Sarayı'nda toplanan ve ileri gelen devlet adamlarının katıldığı Şura-yı Umumi durumu görüştü. Balkan Savaşı'nın ilk evresinde alınan yenilgiler ertesi Kamil Paşa hükümeti Londra Konferansı'nda önerilen Midye-Enez sınırını kabule yanaşıyordu. Osmanlı ordusunun Lüleburgaz ve Kırklareli'nde de yenilişi hükümeti büsbütün çıkmaza sokmuştu.

    Bu sırada İttihatçılar iktidarı tekrar ele geçirmek için harekete geçtiler. Balkan Savaşı'ndaki yenilgileri ve Edirne'nin Bulgaristan'a terk edilişini fırsat bilerek hükümete karşı darbe planladılar. Baskın cemiyet merkezinde hazırlandı. Enver Paşa, Talat Paşa, Filibeli Hilmi, Sapancalı Hakkı, Mithat Şükrü Bleda, Yakup Cemil, Mustafa Necip, Kara Kemal, Doktor Nazım, İzmitli Mümtaz, Silahçı Tahsin, Samuel Israel ve Ömer Naci baskını düzenleyen önde gelen kişilerdi.

    23 Ocak 1913 günü Enver Paşa ve İttihatçı fedailerden Yakub Cemil'in başı çektiği grup, cemiyetin Nuruosmaniye'deki merkezinden ata binerek Babıali'ye yöneldi. Bu arada Talat Paşa da bir grup ittihatçıyla Babıali'ye gitmişti. Ayrıca Babıali binası civarındaki önemli noktalara altmış kadar İttihatçı yerleştirilmişti. Yol boyunca toplanan halkın da katılımyla ellerinde bayraklarla tekbir getiren kalabalık Babıali'ye vardı.

    Kabine toplantı halindeyken Enver Paşa ve yanındakiler Babıali'ye girdiler. Sadaret (Başbakanlık) yaveri Ohrili Nafiz Bey müdahale etmek istediyse de öldürüldü. Harbiye nazırının yaveri Kıbrıslızade Tevfik Bey de vuruldu. Bu arada Tevfik Bey'in tabancasından çıkan kurşunla ittihatçılardan Mustafa Necip öldü. Vurulanlar arasında kapıyı bekleyen polis komiseri Celal Bey'de vardı. Harbiye Nazırı Müşir Nazım Paşa gürültü üzerine kabine toplantısından balkona çıkıp baskıncılara karşı direnip ne oluyor demeye kalmadan Yakub Cemil tarafından alnından vuruldu. Silah sesleri üzerine kabine üyeleri dağılmıştı. Enver Paşa, Sadrazam Kıbrıslı Mehmet Kamil Paşa'nın makamına zorla girip, kafasına tabanca dayayıp, sert bir ifadeyle milletin kendisini istemediğini ve istifa etmesi gerektiğini bildirdi. Kamil Paşa asker tarafından gelen teklif üzerine isitifaya mecbur kaldığını padişaha hitaben yazdı. İttihatçılar buna ahali sözcüğünü de ilave ettirdiler. Böylece istifa gerekçesi ahali ve asker tarafından gelen teklife dönüştü. Bu sırada İttihatçılarin ünlü hatiplerinden Ömer Naci ve Ömer Seyfettin Babıali önünde toplanan kalabalığı çoşturuyor.Yaşasın Millet!.. Yaşasın İttihat ve Terakki! diye bağırtıyordu.

    Kısa sürede İstanbul İttihatçıların denetimine geçti. Padişah V. Mehmet (Reşad) İttihatçıların isteği üzerine Mahmut Şevket Paşa'yı kabineyi kurmakla görevlendirdi. Böylece iktidar tekrar ittihatçılara geçti. Aynı gece Cemal Paşa İstanbul muhafızlığını, Azmi Bey polis müdürlüğünü ve Halil Kut merkez kumandanlığını ele geçirdiler. Talat Paşa dahiliye nazırı vekili unvanını kullanarak vilayetlere çektiği telgrafta Kamil Paşa hükümetinin, Edirne vilayetini tamamen ve Ege adalarını kısmen düşmana bıraktığını ve bu kararını sorumsuz bir meclise tasdik ettirdiğini kaydediyor ve bu nedenle milli galeyan sonucu devrildiğini bildiriyordu.

    Kurulan yeni hükümet Ali Kemal ve Rıza Nur gibi muhalifleri tutukladı. Sadrazam Kıbrıslı Mehmet Kamil Paşa, Şeyhülislam Cemaleddin Efendi, Maliye Nazırı Abdurrahman Bey ve Dahiliye Nazırı Reşid Bey ülke dışına çıkarıldılar.Savaşa girmek ve savaşı beceriksizce yönetmek gerekçesiyle Gazi Ahmet Muhtar Paşa ve Kıbrıslı Mehmet Kamil Paşa kabineleri aleyhine soruşturma açıldı.

    Darbe cephede pek değişikliğe neden olmadı. 30 Mayıs 1913 günlü Londra Antlaşması'yla Edirne Bulgaristan'a geçti. Ağır barış koşulları kabul edildi.

    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) Babalisontm5

    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) P_1649_o


    Cumhuriyet Dönemi ve Türk Basını
    Cumhuriyetin ilanından sonra eski Sadaret dairesi Vilayet Konağı olarak kullanılmaya başlandı. Yapı üzerindeki neoklasik ayrıntılar kaldırıldı ve bina yalın bir biçimde sıvandı. 1980’lerin sonlarında ve 1997 yılında binayı eski görünümüne kavuşturmak için bazı restorasyonlar yapıldı.

    Babıali'nin çevresinde Türk basınının yoğunlaşmaya başlaması, Osmanlı dönemine dayanır. Osmanlı hükümetinin bu binada çalışması yeni ortaya çıkan Türk basınının haber kaynağına yakınlığı açısından bu binanın çevresinde odaklaşmasına neden oldu. Sirkeci'den başlayıp Babıali binasının önünden geçerek giden Cağaloğlu yokuşunun iki yanındaki ve yan sokaklarındaki matbaa ve gazete binalarını kapsayan yerin adı Babıali olarak anılmağa başlandı.

    Nutuk'ta da belirtildiği üzere Kurtuluş Savaşı'nın organizasyonunun yapıldığı yıllarda Babıali, "İstanbul basını" olarak anılmış ve Kurtuluş Savaşının hazırlanmasına büyük negatif etkileri olmuştur. Bu nedenle Ankara'da yeni bir milli basın oluşturulması yoluna gidilmiştir.

    Cumhuriyet döneminde hükümetin Ankara'ya taşınmış olmasına rağmen Türk basını bu bölgede gelişmesine devam etti. Bütün 20. yüzyıl boyunca Türkiye'nin bütün önemli gazetelerinin merkezleri ve basımevleri bu bölgede bulunuyordu. Ayrıca birçok kitapevleri de bu bölgede açıldı. 1950'lerin sonlarında bölgenin yerleşim planında yeri olan başlıca gazeteler şunlardı: Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Vatan, Akşam, Son Posta, Son Telgraf, Yeni Sabah, İstanbul Ekspres ve Yeni Gazete. Ancak 20. yüzyılın sonlarında gazeteler bu bölgeye sığamaz oldular ve yavaş yavaş bölgeyi terkettiler. En son Cumhuriyet gazetesinin tarihi binasından taşınmasıyla Babıali'nin Türk basınına adını veren işlevi son buldu.

    Necip Fazıl Kısakürek'se Babıali'yi, sanat çevresi olarak ele almış ve Babıali adlı eserinde hatıralarını yazmıştır...


    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) 3334

    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) Wwwcelebiyizbiz100yilonae2
    Çağatay
    Çağatay
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1552
    Yaş : 49
    tecrübe değeri : 6485
    Kayıt tarihi : 03/04/08

    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) Empty Geri: Bâb-ı Âli'ye Doğru (Babıali)

    Mesaj tarafından Çağatay Cuma Ara. 19 2008, 12:55

    Ünv zamanı yüzlerce defa geçtim oralardan maziyi hatırlattın bana şimdi Very Happy
    LigoriN
    LigoriN


    Mesaj Sayısı : 1283
    Yaş : 35
    Nerden : ankara
    tecrübe değeri : 6268
    Kayıt tarihi : 07/07/08

    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) Empty Geri: Bâb-ı Âli'ye Doğru (Babıali)

    Mesaj tarafından LigoriN Cuma Ara. 19 2008, 12:56

    kaptişkooooooooo Very Happy Very Happy Very Happy herşey senin için Very Happy Very Happy Very Happy kıskanan mevlütler utansın ne diim Very Happy Very Happy
    kurshun-asker
    kurshun-asker


    Mesaj Sayısı : 405
    Yaş : 31
    Nerden : Küçük Çekmece
    Lakap : Uzaylı
    tecrübe değeri : 5846
    Kayıt tarihi : 04/10/08

    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) Empty Geri: Bâb-ı Âli'ye Doğru (Babıali)

    Mesaj tarafından kurshun-asker Cuma Ara. 19 2008, 14:55

    vıcık vıcık olmuş buralar Very Happy
    Çağatay
    Çağatay
    Admin


    Mesaj Sayısı : 1552
    Yaş : 49
    tecrübe değeri : 6485
    Kayıt tarihi : 03/04/08

    Bâb-ı Âli'ye Doğru    (Babıali) Empty Geri: Bâb-ı Âli'ye Doğru (Babıali)

    Mesaj tarafından Çağatay C.tesi Ara. 20 2008, 04:23

    Very Happy Seviyeli bir klan ve seviyeli bir forumdayız...

      Forum Saati Perş. Mayıs 02 2024, 02:28